01.01.2020 : 2019 DAN 2020 YE FARKLI BİR BAKIŞ

YAZININ YAZILMA TARİHİ: 31.12.2019

Geçmişimize şöyle bir baktım ve açılan devlet video arşivlerinden en eskilerini izledim. Sonuçta ise kendi yaşamsal değerimin başladığı 1965 yılından bu yana 54 seneyi gözlemleyerek şu sonuca varmış oldum. Kendi başarı ya da başarısızlığımızın ana kaynağı devlet ve devleti yöneten hükümetlerin bizlere sunduğu entrika ve olmadık çıkar dolu saltanat dolu bencilliklerinin kaynağıdır. 2020 yılının da yalanlarla sahte ve sanal başarılarla satın aldığımız yeniliklerle ülkemizin yetersiz durumunun bir özetidir. Sonuçta ise bunun ilk baştaki tek suçlusu en başta (Yetersiz eğitimsiz bir toplum olmamızdan kaynaklanmaktadır) karıştırmayalım okumak demiyorum okuyan demiyorum, çünkü okumak boşa ve anlamamakla beraber yürüyor ise, ister üniversite okuyalım istersek ilkokul okuyalım yetersiz bir eğitim ortaya çıkacaktır. Ne yazık ki yetersiziz ve bu yetersizliğimizden siyasiler ve ülke idaresinde bulunan belirli kesim toplumu kullanarak ve yok sayarak genelde kendi çıkarları için bizleri bu hale getirmiş olduklarını söyleyebilirim. Peki, ne haldeyiz altta bir tez ile açıklayacağım.
HERŞEYİMİZ VARSA, nasıl var? Üretmiyorsak nasıl geçiniyoruz? Nasılları nedenlerini bir tez ile açıklamaya çalışacağım. Şimdi herkese babasından ortalama 9,5 dönüm tarla, ya da imar geçmiş 2 parsel ya da 3, 4 parsel arsa kaldığını düşünelim. Bu arada da devleti de top yekûn ülke milli servetlerini kendilerinin gibide var sayarak vereceğim örnek teze benzetebiliriz. Ülkemizin toplam yüz ölçümü km2 si (Dünyada 37 nci sırada ve Türkiye nin üç aşağı beş yukarı 785.347 km2 vs 783.562 km2' lik yüzölçümü toprak bütünlüğü olduğu söylenmektedir. Gelelim anlatmak istediğim ülke varlık ve gelişiminin sanal büyüme ve gerçek dışı gelişimine. Sıradan insanlardan örnek vererek varlığımızın sebebini üretmeden nasıl varlıklı oluru bu tez ile ortaya koymak istiyorum.

ÖRNEK TEZ: Veli amca 1927 doğumlu ve 93 yaşında ölüyor ve oğluna ortalama 9,5 dönüm tarla bırakıyor. Bu tarla imara giriyor ve imardan bir kısmı ile birkaç parsel arsa doğuyor. Ali oğlumuz şanslı herkese bu kadar mal kalmıyor. Çalışıyor didiniyor ve bir şey kazanamayan Ali kardeşim. Arsanın birini müteahhit e veriyor ve %50 pay ile 8 daireden 4 dairesini hak ediyor. 2 si kardeşine 2 si kendine pay ediliyor. Evin birini sermaye ederek bir miktarı ile bir araç alıyor, birde bakkal açıyor ya da başka örnek bir iş kuruyor. Devamında işler iyi gitmiyor borçlanıyor birazda ticaret acemisi sıkıntı çekiyor 2 nci daireyi kefalet göstererek ali kredi kullanıyor ve evi de kaybediyor. Durumunu geçici olarak düzeltiyor olsa da derken bu olumsuzluklar devam ediyor ve diğer arsayı da satıyor ve böylelikle öz sermayemize örnek kayıpları devam ediyor. Evet, araba alınıyor, telefon, tv, her türlü eşya alınıyor ve olan ülke bütünlüğümüzün öz sermayesi topraklarımız taşa dönüşüyor. Bundan yarar uman devlet ve yönetimdeki hükümet inşaat ve evlerden gelir vergisi, eşyalardan vergi ile buna bağlı dayanaklardan gelir ile alım satımı kazanç ile gelişimi toprağı taşa çevirmek durumu ile başarıdan bahsedebiliyor. Bu arada devlet ve yönetim hükümet aynı yöntem ile ülkemizin topraklarını kiraya vererek toki vs ile aynı öz sermayemiz ve milli kıymetimiz olan topraklarımızı kullanarak gelir elde ediyor. Bunun adını da başarı ve gelişim olarak topluma entegre edebiliyor. Toplu konut, köprü ve yol yapımı ile hiçbir gelişim sağlayamayan devlet millet ile aynı metotla sanal olarak gelişe dursun. Evlere tv ler, telefonlar ve ithal olan her türlü eşya ile kazanılan ve elde edilen milli servetin en kıymetlisi, toprak anadan taşa, yollara, yollardaki araçlara ve bir fiil (ithalat hastalılığı ile eşya ve modern varlık beklentileri ile yok oluyor. Devamında ise heba edilen ve üstü kapatılan betonlar ile ölen toprak ananın yok oluşu olarak gelişmekten bahsedilen bir 2020 yılına giriş.
SONUÇ: Dünyada 37 nci sırada ve Türkiye nin üç aşağı beş yukarı 785.347 km2 vs783.562 km2' lik yüz ölçümüne sahip olan ülkenin neredeyse % 30 a yakını taşa çevrilip yok olurken. Ali amcanın oğluna bıraktığı öz sermayesi tarla ve dönüşen arsa ile var olan evler ise bizlerin gözünü gelişim olarak sanal bir gösteriş ile boyamaktadır. Asıl gelişimin üretim olması gerekirken, üretmek için toprak ve üstü betonla kapatılmış topraklarımızın altındaki servetlerimiz maden ya da en değerli rezervlerimiz ise yok olmaktadır. Bundan ise toplumun gözü mal ile eşya ve saltanat görüntüsünden kapandığından çoğu ülkemiz insanları ise bu gerçekleri ne yazık ki görememektedirler. Bu tür yap işlet devret hikayesine birde ithal beyin ve sporcu ya da yenilenme hikayesini ekleyerek bu örneklemeye çalıştığım tezimi iyice pekiştirmek istiyorum.
Resmi bir futbol antrenörü olarak görev yaptığımdan, spora ve futbola çok özenle bakmaktayım. Bir sporcu ya da futbolcu kolay yetişmemekle beraber, yabancı sporcu ithal ederek öz sermayemizi milyon hatta milyar dolarlar dışarıya gitmekte bu ithalat saltanatı her yönü ile ülkemizi dışarıya bağımlı hale getirmektedir. Her geçen gün ithalata bağımlı olmamızın gerçek nedenlerinden birini de bir örnek verirsek. Dünyadaki gelişmemiş ülkelere bakıldığında, hatta gelişmiş görünse de gelişen ülkelerin gelişmelerinden yararlanan ülkeleri de görmekteyiz. Bunlardan biride bizim ülkemizdir hala endüstri 1,0 ve 2,0 ile üretim yapmakta ve 3,0 ve 4,0 denilen geleceğin dünyasında çok ama çok geride kalmaktadır. Çoğu ihtiyacımızı dışarıdan ithal ederek sanki gelişmekte olarak görünerek toplumsal çoğunluğa gelişmiş bir ülke görüntüsü vermeye çalışıyoruz. Halkın en temel gereksinimi yiyecek içecek olarak çok ucuz olması gerekirken çok ama çok pahalı yediğimizi utanarak dile getirmek istiyorum. Peki, onca toprak anaya ekilecek dikilecek sebze meyve peşine ekin ekinden de hayvansal gıda elde edemez miyiz? Bu konunun ciddi olarak irdelenmesi gerekliliği bir yana dışarıdan gelen milyonlarca yabancıyı da doyurmak zorunluluğu hesapsız bir durumu ortaya çıkarmaktadır. Mülteci olarak gelinmiş olduğunu bilerek üretmeden tüketen bir toplumun daha ne kadar toprak yok etmesi gerekir gerçekten merak etmekteyim. Bütün ülkeyi betona çevirirsen asıl değerli olan toprağın altından doğacak tohumlar ve devamında gıda rezervleri olduğunu neden unutuyoruz. Peki kapatılan toprakların altındaki yok olan madenler ya da su rezervleri ne olacak.
Sonuç olarak bugüne geldiğimizde 2019 un son günü yine sanal ve sahte göz boyama ile toplum kandırılmakta ve utanmadan sıkılmadan gelişimden bahsedilmemektedir. Yap işlet devret mantığı ile ülkemizdeki yabancı sermayesi topraklarımızın çok önemli bir bölümünü elde ettikleri gibi, ülkemizde de bizlerin üzerlerinde söz sahibi olmaya devam etmektedirler. Fabrika demiyorum, hatta fabrikalarda demiyorum. Eğitim ve öğretim veremediğiniz bir toplum ne yazık ki hiçbir zaman gelişemez. Zenginler dahi ülkemizdeki eğitimin yetersizliğinden bahsedip evlatlarını dışarıda eğittiriyorlarsa sorunun asıl temel nedeni eğitim ve öğretimin eksikliğidir. Sorunların temel sebebini ele aldığımdan ve gücümün bu temel sorunlara yetmemesinden dolayı futbol konusuna el atarak gücüm yettiğince bu eğitim ve öğretimi örnek olarak ortaya koymaya çalıştığımı da belirtmeliyim.
2020 yılında ise bu olumsuzluklardan şikâyetçi olarak kendi adıma ülkem ve geleceğimiz evlatlarımız için bir şeyler yapmaya çalışacağımı belirtmek istiyorum. Toplumsal reçete için şu açıklama ile bir mesajı bitirmek istiyorum. Atadan dededen kalan öğretiler eğitim ve öğretime dönüşmesi gerekirken.
YAŞAMIN ASIL AMACI zaruri ihtiyaçlarımız için mecburi olarak yapılması gereken çalışmak ve iş olarak bu etkinlikleri ortaya koymaktır. Kısaca yaşamak için iş yapmak ihtiyaçtır yani üretmek ortaya koyabilmektir. Gelişimin asıl amacı budur iş ile üretmek ile gelişmektir. Soyut yani boş söylem ile değil (somut ortaya koyulan değerdir çalışmak ve iş. Konuşarak boş boş eleştirerek değil, çalışarak üretmek yerinde mücadele ile ortaya koymaktır iş.
İŞ NEDİR: Fizikte, bir kuvvetin bir cisim üzerine etki ettiğinde ve kuvvetin uygulama yönünde değişiklik olduğunda iş yaptığı söylenir. Örneğin, bir valizi yerden kaldırdığınızda, valiz üzerine yapılan iş kaldırıldığı yükseklik süresince ağırlığını kaldırmak için aldığı kuvvettir.
İŞ herhangi bir şey üretmek, ortaya koymak, bir verim, sonuç elde etmek için güç harcayarak yapılan çalışma, etkinlik. ( iş bir birey ve ülkesi için ortaya koyulan hayati bir şeydir. İş insanın fiziksel ve ruhsal ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla doğayı değiştirmesi faaliyetidir.
Bu açıklamayı özellikle seçtiğimi ve son zamanlarda insanlarımızın hazırcılığına örnek vermek için yap işlet arsayı taşa, taşı da vergiye dönüştürmemek için üretime parmak basmak için bu iş konusunu açıklamak istedim.

SONUÇ OLARAK 2020 senesinde üretmezsek, çalışmazsak, mücadele etmezsek boş boş konuşup hazırcılığa devam edersek daha ne kadar 2020 ler gelirse gelsin MUHASIR MEDENİYETLER GİBİ İLERİDE GİDEMEYİZ, İTHALATTANDA GELİŞMİŞ ÜLKELERİN ÜRETTİĞİ SÖMÜRÜ DÜZENİNDENDE NE YAZIKKİ KURTULAMAYIZ. Asıl değerimiz olan toprak anayı taşa dönüştürerek toplumdan devlete vergi, devletten halka maaş ile gerçek gelişimi de eğitim ve öğretimi de ne yazık ki yakalayamayız. Gelişmek için reçete ve yapmamız gerekenler için ise, geçmişten dersler çıkartarak yeniliklere ve gelişime açık olarak yeni bir gelecek reçetesi uygulanmalıdır. Bu toplumsal gelecek ve gelişim reçetesi ise naçizane ek dosyalarda ve çalışmalarda mevcuttur. Ünal duran 01.01.2020

( saygılarımla Ünal duran ) Not: bütün yazılarıma yorum ve önerilerde bulanabilirsiniz. Bu öneriler beni daha özverili bir şekilde yazmamı sağlayacağını umuyorum. Mail bölümünden önerilerinizi bekliyorum.