01.03.2017 : ÜLKE OLARAK YETERİNCE NEDEN GELİŞEMİYORUZ?

ÜLKE OLARAK TOPLUM OLARAK NEDEN GELİŞEMİYORUZ HİÇ DÜŞÜNDÜNÜZMÜ? Evet, bu soruya cevap verebilmek için etrafımıza çok iyi bakmamız gerekmektedir. Bu bakışı öncelikle yönetenler ya da yönetilenlere olarak ikiye ayırarak gözlemlersek daha iyi sonuç alabiliriz.

 

YÖNETENLER OLARAK: Kendilerini sırf çıkar ve makam mevki sahibi olmak için çoğunlukla siyasette ve bürokraside bulunanlarla dolu ülkemizde, ne yazık ki gelişim mekanizmasının zayıflığı bir hastalık gibi üzerimize yapışmış durumdadır. Hangi konu olursa olsun kendi yeteneğinin eğitiminin ya da uğraştığı konu ya da, o konudaki mesleki dalın dışında yöneticiler seçilmekte bu yöneticiler ise bulunduğu yönetimde başarılı olamamaktadırlar. Gerek eğitim eksikliğinin yetersizliği, gerekse sosyal ve mesleki eğitimin yetersizliği sonucunda çoğunlukla yetersiz yöneticileri ülke yönetimine dayatan siyasi otoriteler bizlere hizmet edecek siyasetçi ve yöneticiler yetişmemektedir.  Her bir iş kolundaki bu tür benzer durumlar ülkemizdeki gelişime ışık tutamadığı gibi gelişimin tanımını varmış gibi kandırmaca olarak topluma empoze etmektedirler.

 

 OYSA GERÇEK GELİŞİM Hazır olanları üretmeden tüketmek değil, gelişerek üreterek tüketmek olmalıdır. Bu tür sanal göstermelik gelişim yalanları toplumu uyutmakta toplumunda gelişimine engel olmaktadır. Topluma dayatılan hazırı kullan ve üretmene gerek yok dercesine yetersiz yönetim anlayışı ile ülkemiz tam olarak gelişememe sorunu yaşamakta ve sanal olarak gelişiyor gibi gözükmektedir. Toplumun kendi kendine başarılı olmaya çalışmasını ise, yasal boşluklar ve yasal zorluklar yüzünden gerçekleştirmesine,  yine bu tür siyasi ve bürokrasi eksiklikleri ve yetersizlikleri sebep olmaktadır.

 

YÖNETİLENLER OLARAK: Toplumun ne kadar zorlu şartlarda yaşadığını bilemeyen idareci, yönetici, ya da ülke mercilerinde bulunanların anlamaması gayet normal sayılmaktadır. Bu normal bakışa alışmış bizler yani yönetilenlerin en büyük sorunu seçerken yönetileceğimiz gerçeğini unutmuş olmamızdan kaynaklanmaktadır. Basit bir iş yerinde dahi çalışırken yöneten patron yönetilen işçi bir arada hareket ettiğinde o iş yeri kazanabilirken, patron sırf kendini düşünür ve işçisini düşünmezse kazanamayacağı ve belki de batacağı gerçeğini hiç unutmamalıdır. Yönetilenler olarak yönetenlere fikir ve düşünce desteği veremediğimiz için yalnız yönetilenler olarak kalmakta, ne yazık ki en basit bir fikrimizi dahi yönetenlere iletememekteyiz.

TOPLUM OLARAK Ben ya da bizler gibi düşünen ama düşüncesini katma değer olarak kullanamayan insanların yok oluşu ülkemizin geri kalmışlığına reçete olamamaktadır. Yok, sayılan ama yalnız oy beklenen onay beklenenler olduğumuz sürece bu olumsuz durum devam etmekte daha ileri gitmek bir yana belki de daha geriye gitmekten kurtulamayacağımız gerçeği bizleri korkutmaktadır.

 

ÜLKE OLARAK TOPLUM OLARAK NEDEN GELİŞEMİYORUZ un cevabı yönetilenlerle yönetenler arasındaki uçurum gibi duran kullanan ve kendini kullandıranlar olarak örnekleyebiliriz. Ne zamanki yönetilenlerde yönetmeye talip olduğunda, fikir sunup ses olmaya çalışabildiğimizde gelişim planımız oluşabilecektir. 

Son zamanlarda toplumsal gerçeklere baktığımızda, sırf yöneteyim diye toplumu her bir şekilde kullanmaya çalışan siyasi otoriteleri görmemiz mümkündür. Olumlu gibi görünen olumsuz bir ortamı dahi topluma dayatmaya çalışıp toplumu kandırmaya çalışanları görüp üzüntü çektiğimizde acı bir trajedi olarak önümüzde durmaktadır.

Daha eski çalışmalarında dahi başarısız olarak görünen yönetenler bizlerin sıkıntılı hallerinden bir haber durup kendi çıkarlarına bizleri ortak etmeye çalışmaktadırlar.

 

SON OLARAK Asıl olması gereken yönetenlerin bizlere saygı duyup sırf oy avcılığı için değil, gelecek için gelişimimiz için neler yapılması gerekliliğini ortaya koymak gerekir diye düşünüyorum. Birlik ve beraberliğin öncelikle içimizde yöneten ve yönetilenlerin iç içe mücadele edip ülkemizi geliştirme mücadelesini beraber sağlamamız gerektiğini düşünüyorum. Ne zamanki toplum yok sayıldı ve çıkarlar uğruna toplum kullanılmaya devam edildi, başarı ve gelişimden söz etmenin mümkün olmadığını düşünüyorum. Yok, tam tersi uygulandığında ise patron işçi, mühendis ve çalışan beraberliği, yöneten ve yönetilen arasındaki fikir saygınlığı oluştuğunda ülkemiz ve toplumun gelişimini sağlamış olacağını umut ediyorum.

 

( saygılarımla Ünal duran ) Not: bütün yazılarıma yorum ve önerilerde bulanabilirsiniz. Bu öneriler beni daha özverili bir şekilde yazmamı sağlayacağını umuyorum. Mail bölümünden önerilerinizi bekliyorum.