01-03-2014 : SABAH OLA HAYIR OLA, NE YAZIKKİ SABAH OLUP HAYIR OLMUYOR.

SABAH OLA HAYIR OLA, NE YAZIKKİ SABAH OLUP HAYIR OLMUYOR.

Bu yazımı çokta düşünmedim birine sordum hemen konu hazır. 17 Aralık, gezi olayları o tarihi, bu tarihi, şu olayı, bu olayı. Bu ülkenin hiçbir olayı bitmiyor ki sabah ola hayır ola, ne yazık ki sabah olup hayır olmuyor. Elimden gelen iyi niyetli düşüncelerimi sabırla besledim lakin hangi yana baksam bu ülkeye bir düşman yalan ve yılan görüyorum. Kim ya da kimler dememe gerek yok zaten her yanı düşmanla dolu olan bir ülke arıyorsak o ülke benim ülkem bizim ülkemiz Türkiye’miz demekten utanıyorum. 48 yıllık bir yaşam süremde bu kadar iyi yönetilen bir devlet otoritesi görmediğimi belirtmek istiyorum. Buna rağmen hata ya da kusurları yok demekte çok iyimserlik olur diye belirtmek istiyorum. Peki, bu kadar iyi yönetilen bir ülkeye neden bu kadar saldırılıyor bunu kendi gözümden yanıtlamak istiyorum. 1980 leri gören birisiyim. Olmadık haksızlıkları olmadık yoklukları gören birisi olarak sabırla siyasete girmeyen birisiyim. Peki, şimdi ne yapalım ve bir şeyler olsun söylemeyelim mi? Türkiye de ne kadar yetersiz, ne kadar basiretsiz ve ne kadar boş insanların bizleri yönettiğini gördüm. Başımızda başbakan, milletvekili, savcı hakim, polis her ne kadar devlet yöneticisi varsa hatta cumhurbaşkanı dahi olsa, basit bir olayla ülkemize zarar vermediler mi? Hepsi aynı zararı bizlere yaşatmadılar mı? Evet, hepsi yaşattılar hem de çok yaşattılar. Şu an başımızda bulunan bu tür yöneticilere bakınca gururlanıyorum ve imreniyorum. Neyse amacım siyaset yapmak değil yinede ilkem belli olsa da şeref duyarım. Tam tersi baktığımda birileri yaparken birilerinin yıktığını hatta yaktığını görüyorum ve utanıyorum. Ülkem adına vatanım, milletim adına utanıyorum. Ne diyeyim evini ofisini yönetemeyen basiretsiz yeteneksiz ve konuşmaktan aciz insanların ancak küfür ettiğini gördükçe bunların karşısında siyaset yapmadığıma da kızıyorum. Eline kalem alan küfür ediyor, eline mikrofon alan küfür ediyor, eline pankart alan yakıyor yıkıyor ve elinde imkânı olan kayıt yapıyor, şantaj yapıyor, hacısı da hocası da din adına vatan hainliği yapıyor, Daha ne diyeyim utanmadan da bizlerinde hakkı olan daha da hak istiyorlar. Peki, bende istiyorum bendemi yakayım yıkayım yok edeyim? Bu soruma destek vereceklerine eminim ama ben yakan değil üreten olmak istiyorum. Yok, eden değil var eden olmak istiyorum. Ve bende bu değerli yöneticiler gibi bu ülkeye hizmet etmek istiyorum. Son olarak bu ülkeye olmadık bahanelerle zarar verenlere şunu hatırlatayım bizlerinde aklı bizlerinde kalemi, bizlerinde fazla fazla aydın insanları var. Hem inançlı hem demokrat, hem milliyetçi, hem Atatürkçü, hem de Osmanlı kanından geldiğine gurur duyan öz ve öz türk yiğitleri de var. Boşuna bu ülkeyi sahipsiz zannetmeyin. Ve biz koyun değil aslan, kuzu değil kurt olmaktan gurur duyan bu ülkeye değer katan vatan sevenlerin torunlarıyız, unutmayıp hatırlatmak istiyorum. Sabah ola hayır ola, ne yazık ki sabah olup hayır olmuyor. İnşallah sabah olup hayır olur ve sizlerinde hevesleri kursaklarınızda kalır diye de sitem etmek istiyorum. Hangi ülkeden olursak olalım vatanımızla gurur duyuyorsak bende bir Osmanlı ve Türk kanından geldiğimden NE MUTLU TÜRKÜM DİYEREK BU YAZIMA ARA VERMEK İSTİYORUM, Naçizane yeni bir mütevazi yazımda buluşmak üzere umut ediyorum.

( saygılarımla Ünal duran ) Not: bütün yazılarıma yorum ve önerilerde bulanabilirsiniz. Bu öneriler beni daha özverili bir şekilde yazmamı sağlayacağını umuyorum. Mail bölümünden önerilerinizi bekliyorum.