01-05-2015 : SİYASET TECRÜBEM VE TOPLUMSAL GERÇEKLER.

   SİYASET TECRÜBEM VE TOPLUMSAL GERÇEKLER.

 >>  İLK VE SON DEFA DENEDİĞİM SİYASET DENİLEN BİR HİKÂYE, GERÇEKTEN KENDİMİ KİRLENMİŞ VE PİSLENMİŞ HİSSEDİYORUM. Temizlenmek ve arınmak için ise en doğrusu bu siyaset denen bu kirli kuyuya düşmeden temizlenmek adına, her türlü siyasi partiden, siyasetçilerden, çıkar guruplarından uzak durmanın daha doğru olacağını düşünüyorum.

 >> Siyaset bir deyişle yalan dolan, gerçeklikten uzaklık ve akıl almaz karışıklık. Açıkçası daha önceden de yazmıştım, siyaseti iletişim aracı olarak kullanmayalım diye. Siyaset gerçeği diye bir şey varmış toplumsal olarak ta bunun tamda içine batmışız içine girince insan daha iyi anlayabiliyor. Siyaseti iletişim aracı olarak kullanmayalım gerçeğini savunarak bizler sıradan vatandaş olarak bu konunun neresindeyiz yaşamış olarak anladığımı söyleyebilirim. bu yazılarımın yalnızca bir partiye yada belirli bir kesime atfen yazmadığımı öncelikle belirtmeliyim. yalnız ben değil tüm halkı bu yorumlara katılmakta, daha da fazlasını söyleyerek, siyaset dürüst insanın işi değil, namuslu insanın işi değil, dese de bir şekilde mecburiyetten bir partiye oyunu vermektedir. verse de bu düşüncesi ise ne yazık ki değişmemekte bana ise boşuna girme nede olsa senin gibi insanları milletvekili yapmazlar ve yanlarında barındırmazlar dediklerini de çok iyi hatırlıyorum. nedeni siyaset bizler gibi sıradan insanların işi değil, peki değil de bu yanlışları kimler düzeltecek bu düşünceler ne zaman değişecek, sonuç olarak haklı olduklarını seçilenleri görünce daha iyi anlamış oldum diyebilirim. Ne bir sınav, ne bir adil seçim, nede bir zeka yada tecrübe akıl testi, kısaca babasının varsa tv si, varsa gizli bir hesapları alacak verecekleri hepside sınıfı sınavsız olarak atanarak geçti, birileri ise belirli oy hakkı olanlardan ön seçim hikayesi, vs vs kısaca hepsi aynı, tek sonuç ve acı gerçek ise bunların doğruluğu ve sıradan vatandaşı seçmek bir yana, adam yerine dahi koymadıkları gerçeğiydi.  

 >> Hani sıradan bir insanın hak araması için acı bir gerçek vardır, kimi kendini yakmaya çalışır, kimi intihar eder vs,

Benim ise bir hayalim vardı kişisel haklarımı en ince ayrıntısına kadar bilemesem de, elimden geldiğince hak ve adalet aramaya kendini adamış bir insan olduğumu söyleyebilirim. Peki, ben hakkımı aramayı öğrenmiş olabilirdim peki herhangi bir halk kesimi bu tür hakları bilebiliyor mu? Tabi ki çoğunlukla hayır, tamda bu hayır cevabı benim siyasete girmem gerekliliğini ortaya koymaktadır diyerek en etkili yerin meclis olduğunu aklımın bir ucunda hep tutmuşumdur. Nedenine gelince hiç bir insan ne yaparsa yapsın kendi haklarını kazanamayacağı kaçınılmaz bir gerçektir. Bu bilinçle mecliste olabilirsem hem kendi haklarımı hem de toplumun sesi ve temel haklarını aramakta veya yasalaştırmakta etkin rol üstlenebilecektim. En sonunda da 1992 senesinden beri kendimi ilmimi bilgimi yaşadıklarımın verdiği tecrübe neticesinde 2015 yılının dördüncü ayın 20 sinde 12 yıldır tecrübe ettiğim siyaset yoluna adımımı attım.

 >> Toplumsallık nedir, sosyoloji nedir, psikoloji nedir, halk bilimi nedir, sorularının tamda toplamı bu işe uygundur diyebilirim. Toplumun gereksinimlerini yaşamsal ihtiyaçlarını hak ve adalet konularını düzenleyen yasalaştıran ve uygulanmasına aracılık eden kurumdur siyaset arenası. Bunun toplandığı yere meclistir, uygulayanlar ise milletvekilleri ve seçtikleri yetkilileri vs vs? Her şey bu doğrultuda olsa da, işin aslı ise topluma bu değerleri taşımak olsa da, tamda gerçek burada olmadık yanlışlarla da uygulanabiliyor. Ben ise bu yanlışların çoğunlukta olduğu ülkede yaşıyorum ve ölene kadarda yaşamak zorundayım.

Peki, zorunda isem neden bir şeyler yapmayayım diye düşündüm, hazırlandım ve çok ciddi olarakta denedim.

Peki, ne olmalı ne olmamalı sorusundaki asıl gerçekler nedir dersek ben neler olmalı tarafındaydım, lakin hep neler olmamalı gerçekleriyle karşılaştım.

 1- NELER VE NASIL OLMALI: Öncelikle mecliste her sorunun kaynağını kaynağından öğrenebileceğimiz için, kaynak kodunu çözecek ve doğruları gösterecek meslek guruplarından olmalı. Bu tür insan doğru olmalı, namuslu olmalı, vatansever olmalı, devletine milletine, bayrağına bağlı olmalı, tabi ki halkın içinden ve akıllı zeki yetenekli olmalı. hangi meslekten olursan ol o meslekte ehil olmalı, Avukat isen öyle bir dava kazanmış olmalısın ki halka örnek olup vekil olmayı hak edesin, dr isen öyle bir tedavi yöntemi ve öyle bir buluş yapmış olman gerekir ki halk sana güvensin onun vekili olmayı hak edesin. VS VS.

 2- NELER VE NASIL OLUNMAMALI: Hep üst sınıftan kendini üstün gören olunmamalı, örnek verirsek çoğunlukla avukat, doktor, iş adamı, Bürokrat, ya da halkını tanıyamayan, uzaklıkta olunmamalı. En önemlisi kazancını bu işten bekleyen çıkarcılıkta olunmamalı. Sırf mesleğinin saygınlık ismi ile vekil olunmamalı, gerçekten insani yakınlık dışında, sevgisiz, saygısız, değersiz, gören biri ise hiç ama hiç olunmamalı.

 3- PEKİ ADALETLİ BİR VEKİL SEÇİMİ NASIL OLMALI: Hiçbir parti kusura bakmasın hiç birinizin seçim sistemi halka göre değil halkın beklentisini gerçekleştiremiyor. Tepeden inme, yok sen dr sun, yok sen, av sın, yok sen çok önemli bir mercidesin de değil, onun tanıdığı, bunun akrabası, herkesin beklentisine uyan nereye çekersen oraya giden olmamalı, en önemlisi halkın gerçekten vekâletini hak eden olmalı ve adaletli ve hakkaniyetle seçilmeli gerektiğinde her türlü insan, sıradan fakir bile olsa, hak ediyor ise bu tür insanlar dahi vekil seçilebilmeli.

  • Tüm vekil olmak isteyen kişiler yalnız resmi evrakları tamamla harçları yatır ve aday adayı ol olunmamalı, öncelikle gerçekten ön mülakattan geçmeli, bu mülakatı tarafsız insanlar belirlemeli, yani hangi parti olursa olsun içinden herkesi tanıyıp ben onu istiyorum, diğeri ise yok ben onu istiyorum dememeli, tabi ki kendi partisinden ama delege ya da herkesin tanıdığı halk dilinde ise çıkarı olduğu kişiyi aday vasfına uygun olarak göstermemeli,
  • Duruşu oturuşu giyinişi, halk içinden ve bilinçli olunmalı, ön sınav yapılmalı tıpkı okul sınavı gibi sorular sorulmalı, ekmeğin fiyatını, simit in, ya da asgari ücreti bir tablo oluşturup, bir ayda nasıl geçinilebileceği uygulamasını açıklayabilmesi sorusu dahi sorulabilmelidir. Ayrıca sınavı geçilecek kadar her soruyu bilmeli birkaç aşama ile ön sınavdan milletvekili adayı olabilir seçimini adaletli olarak belirlenmelidir.
  • Yukarıdaki ön seçimler sonrası aday adayı olunabilir denilmeli, akabinde ise aday seçimi için ise hangi partinin seçim sekli ne ise ona göre ama yine verdiğim örnekler gibi mülakat, sınav, ya da, ön seçimi adaletli yapılabilmesi gerekmektedir.
  • En önemlisi ise her bir milletvekili olacak adaya hak ve adaletli olacağına, insan ayrımı yapmayacağı, haksız kazanç ya da usulsüzlük yapmayacağına dair ön teminat alınması gerekmektedir.

NOT: En son 3 diye belirlediğim ya da örnek verdiğim konuların yalnızca ben değil tüm halk kesimine bir anket yapılabilse emin olunabilir ki ülkemize her türlü partiden daha değerli ve çalışkan üretken vekiller seçilebilmesi için örnek fikirler alınabilir.

Bu notları yazarken tabi ki kıymetli yöneticiler ve vekiller olduğunu belirtmek istiyorum. Daha da iyi olabilmesi adına bu insani düşüncelerimi yazdığımı belirtmek isterim. Eminim ki benden daha çok faydalı fikirler çıkartacak insanların olduğunu da vurgulayarak, inşallah daha adil ve daha doğru seçimler olacağı temennisini taşıdığımı belirtmek istiyorum.

 >> GELELİM YAŞADIKLARIM VE GÖRDÜĞÜM GERÇEKLERE: 20-02-2015 İle 07-04-2015 arası notlar, raporlar, gözlemler ve asıl gerçeklerin ta kendisi. Sakın ha sakın kimse bozulmasın ve sakın ola çıkarına ters düşüyor diye zıt düşmesin.

Bu temennim ile bu görüşlerimi herkesle paylaşayım. Bu herhangi bir partinin ya da siyasi görüşün ne savunucusu nede karşı görüşü olmadığını vurgulamak istiyorum. sakın ha seçmediler diye de değil, ben hep böyleydim ve böyle kalacaktım.

Hayatımın hiç bir döneminde hiç bir zaman insanları küçümsemeden olduğu gibi kabul ettiğimi belirtebilirim. Ne bir sağcı nede bir solcu ocu bucu olarak yaşamadım. Düşüncem gereği belirli dönemlerde demokratik hak olarak oyumu vermişimdir. Kim ya da kimler ikiyüzlü olmadan şu partiye oyumu verdim diyebiliyor ki, ben her bir dönemde tüm görüşten arkadaşlarıma oyumu bu partiye verdiğimi söylemişimdir. Ne beni dışlasınlar diye nede onlarla olan çıkar ilişkimden korkmadan haykırdım. Evet, haykırdım da ne oldu? Şu an hiç bir şey olmadı onları tabi ki kaybetmedim lakin benim hayatta her bir zaman yeminimi tuttuğumu herkes bilmektedir, bu siyasetteki denememde bundan kaynaklanmıştır. İlk ve son defa denedim keşke olsaydı, keşke bizlerin beynine fikrine değer verilseydi? Çok acı ama onca aday adaydan çoğunluğu bende dahil listeye giremedi Girenlerden çoğu bizimle çalışmalara katılmayanlar ve bu kadar ilçelerde yorulup hayal kırıklığına uğramayanlardı demek istiyorum. Bazı listeye girenler ise belki 1,i 2 si meclise gidebilecek gitse de kayıp edenlerden gerçekten yetersiz olduklarını ise zamanla herkes görebileceklerdir. Bu doğrultuda çoğunluk yalnızca denemiş oldu, onlar denemiş olsa da ben denememiştim ve elimden gelen her şeyi yaptığımı vicdanım rahat olarak söyleyebilirim. peki yaptım da ne oldu? Bunun doğruluğunu ise ancak zaman gösterecek ve hayırlısı buymuş demek istiyorum.

>> EVET, KENDİMİ KÖTÜ YOLA DÜŞMÜŞ GİBİ HİSSETTİM. Çok mu ağır oldu hayır daha da ağırı var. Daha da ağırı 12 yıldır beni ya da benim gibi oy verenlere koyungözü ile bakanlara sıradan halkın içinden meclise gidemiyor olgusunu değiştirmek adına ciddiye alıp her türlü çalışmaya katıldım. Listeye şöyle bir baktım ve ne görsem iyi, çoğunlukla avukat olan listede, şöyle bir gerçeği herkes atlamış bulunuyordu. Ne kadar avukat ya da Doktor, bu partiye oy veriyordu peki sıradan halk neden avukat kimliği taşıyan ya da doktor vs kısaca kendini insanüstü gören sözde eğitimli kesime oy versin? Eğitim halkın içinden olmaz ise, halk kesiminin oy vereceği kesiminde halktan olmasının daha doğru olduğunu düşünüyorum. Onlardan olmasında demiyorum lakin ya sıradan halkın içinden neden yok ya da çok az. Partim bana kızmasın doğruları söylemek lazım ve artık korkumda yok nedeni beni siyaset doyurmuyor, doymak içinde siyaseti denemedim. Yazık çok yazık bu oy veren kesime bu çokta reva değil demekten kendimi alamıyorum.

>> Herkes karşı görüşüne tepki koyuyor, sevmiyor yok sayıyor, dışlıyor ve ötekileştiriyor. Bu ülkemizdeki şu anki gerçekler, her parti iktidar olmak istiyor olmak için elinden gelen her şeyi iyi ya da kötü yapıyor.

Bizler bu olgunun neresindeyiz biliyor musunuz? Anlatayım ben sıradan bir vatandaş olarak seçilmeye çalışırken şunları gördüm yüzümüze bakmaya dahi laik görmeyen kişileri ki makamını inşallah en kısa zamanda elinden alırlar, çünkü yüzü gülmüyor sahte ve yapmacık tavırlarla bizi dışlıyor desek yeri var. Bunu şu parti bu parti olarak demiyorum geneli aynı, engelli insanları foto ile onura ederken aslında sahte gülüşleriyle insanları yok sayıyorlar demekten de çekinmiyorum. Nede olsa seçilecekler belli edası ile bizlere baktıklarını hissettim ve inanın hep bir beklentimde yok değildi ama olmadı. sonuçta ise konu mankeni olduğumu ta başından bana deseler de denemeden göremezdim ve gördüm. Kime bakacağını bilerek, kime selam vereceğini bilerek saçma bir siyasi yaklaşımdan ne kadar üzüldüğümü anlatamam ama bunları da yaşamış oldum. Kısaca siyaset bu ise iyi ki kaybetmişim demek istiyorum, oyumuzu onurumuzla verirken inşallah daha da iyi insanları görürüz bu tür sahte kişilerde yok olurda bir gün bizlerin hayal ettiği siyasetçilere oy veririz demek istiyorum.

>> Evet, elimden geleni yaptım hakkım aramak için en değerli merciyede sesimi duyurmak için gerekenleri yaptım. Artık bu kokuşmuş siyaset adından uzak olacağım için çok mutluyum. Benim derdim kişilerle değil dava denilen ne ise bu anlattıklarım dava değil de nedir? Hayatımın her noktasında hak aradım, bir ara bana sakın bu partiye gitme doğru dürüst akıllı insan siyasette olamaz diyenlere ispat gibi girdiğim bu yolda evet ( İNSAN BEYNİNİ PROJE OLARAK ORTAYA KOYDUĞUM DOĞRULTUDA KAYBETTİĞİMİ ANLADIĞIMDA ) kendimi çok ezik ve ilk defa eksik hissettim?  Ve çok acı lakin insan beyni değil de koyun beynimi taşıyorum diyerek de ciddi olarak üzüldüm. Bu yakıştırmayı bana yaptıklarında üzülürdüm lakin insanüstü bir beyin taşıyorum desem de, sıradan bir beyin taşıyorum desem de NEYAZIKKİ SIRADAN HALKIN BEYNİNE KİMSE İTİBAR GÖSTERMİYORMUŞ ÇOK ÜZÜCÜ BİR ŞEKİLDE ANLADIM. Evet, bu yolun kötü yol değil insanlara hizmet etmek için tamda bir fırsattır diye düşünürken,  gerçekten kötü bir yola düştüğümü düşünüp iyi ki siyasetten ekmek yemiyormuşum diye gururlanıyorum. Evet, bizleri dışlayan karşı görüşteki arkadaşlarım, beni kendi fikri duygularımı taşıdığım yolda da sahiplenen olmadı. Haklıymışsınız demiyorum ama kazananlar bizlerden üstünse ellerinden öpebilirim. Yok, bir sınav yapılsa ve seçilmiş olabilseydik kızmasınlar ama bizlerinde elinden öpecek çok insanlarda olabilirdi.

>> Son olarak devletime saygımı, bayrağıma saygımı, polisime, askerime sevgimi, başbakanıma, cumhurbaşkanıma olan saygımı hayatım boyunca hangi parti olursa olsun, göstereceğimi belirtmek istiyorum. Benim inançlarım değişmeyecek ve inandığım doğruları savunmaya devam edeceğim. Keşke ilk ama son olmasaydı. Ama artık bitti ve sıradan o değersiz beynim ile yaşamaya devam edeceğim. ne bileyim herkes gibi bana kıymetli, bana değerli olduğunu düşünerek çürüyüp gidecek ne kadar değerli beyinler vardır. belki de bu ülkenin en büyük sorunu da budur ki sahip olanlar olmuyor olmak istemiyor. yok, sayıyor küçümsüyor sahip olmayı beceremiyorlar diye serzenişte bulunmak istiyorum.

>> Bu yazımla ne kendi görüşümdeki insanlara, nede zıt partiden insanlara en önemlisi çok değerli gördüğüm hakkını kendilerine vermek istediğim idarecilere tepki olsun diye değil gerçek düşüncelerimi paylaşmak istediğimi belirtmek istiyorum. Kimseye ne bir manevi borcum, nede siyasi bir çıkar borcum olmadığını belirterek, onurumla ve yaşamsal değerimle Sıradan bir insan olarak görülmekten gurur duyuyorum. Artık Yaşamsal haklarımı korumaya devam edeceğimi ve her türlü haksızlığa boyun eğmeyeceğimi de herkes iyi bilsin istiyorum. VATANIMA, MİLLETİME, BAYRAĞIMA, DEVLETİME, Saygımı hep sürdüreceğimi belirtmek istiyorum.  Ayrıca bu değerleri korumak ve savunmak içinde illa bir partiye, derneğe, lokale, üye olunmasına gerek olmadığını hep savunmuşumdur, sıradan ama onurlu bir duruşla vatandaşlık haklarımdan dolayı bu yazıları yazdığımı da belirterek, hangi görüşten olursa olsun her bir namuslu dürüst ve sevgi saygı dolu insanlara da saygılarımı ve sevgilerimi sunuyorum. sıradan bir insan,, Ünal DURAN.

 

( saygılarımla Ünal duran ) Not: bütün yazılarıma yorum ve önerilerde bulanabilirsiniz. Bu öneriler beni daha özverili bir şekilde yazmamı sağlayacağını umuyorum. Mail bölümünden önerilerinizi bekliyorum.