01.11.2017 : GÜNDEM ADINA : SÖYLEM DEĞİL EYLEM

SÖYLEM Değil EYLEM ( bir değişiklik doğurabilen etkileyici davranış, Bir şey yapma bir işlemi gerçekleştirme bir etkinlikte bulunma, bir işlevi yerine getirme bir şey üzerine etkide bulunma bir iş, davranış ya da olayla sonuçlanan, güç ya da enerji uygulama durumu?

ÜLKEMİZ İÇİN, TOPLUM İÇİN, VATAN MİLLET İÇİN, GELECEĞİMİZ İÇİN. ( soyut bir Söylem değil, Somut bir EYLEM.
Bu söylem değil eylem başlığını özellikle attığımı belirterek neden ve nasılı açıklamak istiyorum. Ülkemizde neredeyse herkes yalnızca konuşuyor beklide hiç üretmiyor. Emin olun hiç susan yok gibi bir durumda yaşıyoruz. Gerçekten üretmeyen ama konuşmayı bir şey zanneden faydasız bir toplum olmak benim zoruma gidiyor. Bir gün gelip bu dünyadan göçtüğümüzde çocuklarımıza, ailemize, çevremize, toplumumuza, milletimize, ülkemize ne faydamız olduğunu düşünmenin bir insanlık ve vatanseverlik olduğunu düşünüyorum. Üretmeden boş sözler ile geride bir şeyler bırakmamak kadar kötü bir şey olmadığını söyleyebilirim. Kendi adıma geride bir söylem yerine eylem bırakmanın savunuculuğunu yaparak yaşarken, her bir işi elime alıp bu işin mahiyetine önem vererek somut olarak üretmeye çalıştığımı belirtmeliyim. Toplumsal olarak sıradan insanların bu somut üretime katkı sunma isteğine karşı, SÖYLEM DEĞİL EYLEM derken ülkem meselesinin asıl ana kaynağının bu olduğunu söylem değil eylem konusu olduğuna parmak basmak istiyorum.

EVET, BU GÜN KESİN KARAR VERDİM, bu konuyu kamuoyuna sunarak bu önemli konunun önemi ile toplumsal sorumluluğumu da yerine getirmiş olduğumu düşünüyorum. Bu doğrultuda insan haklarım gereği şu düşüncelerimi ve tespitleri ortaya koymayı bir görev biliyorum. Evet, çoğu ülke yönetiminde bulunan birçok yöneticilerin yalnızca konuşarak, boş boş yaşayıp devlet kurumlarında bulunarak yalnızca koltuk işgali ile statü elde etmelerinin ülkemize hiçbir katma değer sağlamadığını herkes çok iyi bilmektedir. Bu ülkede en altından en üstüne kadar, sıradan halkından, muhtarına, belediye başkanından, milletvekili ne, bakanından, başbakanına, cumhurbaşkanı na kadar, çoğu kimse işini doğru dürüst yapmıyor belki de yapamıyor. Ülkemizin genel olarak ayarı dişlileri bozuk durumdadır. Ya gerçekten tüm sistemiyle ve işleyişi ile idareci insanlarıyla bir yenilik gerekiyor, ya da bu gidişle ülkemizin düzeleceğine ne yazık ki artık, İ.NAN. MI. YO. RUM.

BU TESPİTLER NETİCESİNDE İSE, ASIL REÇETENİN PASLANMIŞ ÇİVİLER ATILMALI, YERLERİNE SAĞLAM VİDALAR KOYULMALIDIR GERÇEĞİNİ DİLE GETİRMEK İSTİYORUM.
Geçmişe baktığımızda Hangi kurum, hangi mevki, hangi işte olunursa olunsun ülkemizin çivisini zedelediler, ülkemizin çivisini, çivilerini çıkarttılar. Tek bir çare kaldı çivilerin yerine sağlam vidalar ile sağlam temeller atılmalıdır. Ne doğru dense bir tane doğru bulunamıyorsa, ne yanlış dense neredeyse her şey yanlış deniliyorsa, bu durumu ülkemizin sağlam temellerle revizyona ihtiyacı vardır sonucu çıkmaktadır. beceriksizler işgal ettikleri yerleri bırakması gerekirken, yerlerine gerçekten vatansever, çıkarsız bireyler entegre edilmelidir sonucu çıkmaktadır. Sonuç olarak toplum ve millet aşkı ile ülkemiz için çalışacak akıllı becerikli sırf konuşmayan üreten fikir adamlarına ve toplumu bütün olarak gören idareci ve yöneticilere ihtiyacımız vardır.
Dediğim gibi bu paslanmış çiviler atılmalı, yerlerine sağlam vidalar koyulmalıdır.

Bunun için neler yapılmalı sonucunu ise, tek kelime ile boş boş konuşmak yerine SÖYLEM DEĞİL EYLEM diyerek düşüncelerime ara vermek istiyorum.

( saygılarımla Ünal duran ) Not: bütün yazılarıma yorum ve önerilerde bulanabilirsiniz. Bu öneriler beni daha özverili bir şekilde yazmamı sağlayacağını umuyorum. Mail bölümünden önerilerinizi bekliyorum.