01.04.2020 : NELER OLUYOR?

 

>NELER OLUYOR? Bir gündem oluştu birileri farklı bir senaryo yazdı, bizler ise yalnızca figüran olarak yaşamaya çalışıyoruz ne yazık ki elimizden hiçbir şey gelmiyor. Evet, yalnızca kendimizi ailemizi devletimizi milletimizi kısa ve net ülke olarak top yekûn kendimize yetmek zorundayız.

ÇOK İYİ DİNLEYİN, EN BAŞTA BİZLERİ ÜLKEYİ VE DEVLETİ YÖNETENLER AKLINIZI BAŞINIZA ALIN. EĞER ÜRETMEZSENİZ YOK OLURUZ. EĞER İCAT ETMEZSENİZ KÖLE OLURUZ. EĞER VAR ETMEK AKLIMIZI İLMİMİZİ VE GERÇEK İŞE YARAYACAK BİLGİMİZİ KULLANMAZ İSEK, EN BASİT BİR VİRÜSÜ YOK EDECEK AKLA BİLGİYE BİLİME SAHİP OLMAZ İSEK HİÇ OLUR BU DÜNYA DÜZENİNİ ORTAYA KOYANLARIN YALNIZCA KUKLASI VE KÖLESİ OLURUZ. Dünyada bir ülke olarak var olacak ve güçlü olacaksak tek kelime ile kendi kendimize yetmek. Ortak akıl ve zekâmızı ülkemizi korumak ve kollamak için, geleceğimiz için Türkiye Cumhuriyeti devletini her koşulda ve dalda dünyada söz sahibi etmez isek, Sömürülmeye kullanılmaya yerinde ise yok olmaya mahkûm olacağız. Demem şu ki bu dünya düzeninde akıllı bilgili, çalışkan, üretken bir toplum olmaz isek, bu toplumu ileri götürecek yöneticilerin doğru yönetimi ile yönetilmez isek daha çok ama çok olumsuzluklara boyun eğerek bu günkü durumumuzdan daha da ileri gitmemiz mümkün görünmemektedir. Evet, aklınızı başınıza alın. Evet, en basit çare olan fayda olan yani (Evde kal demek kolay ama evde kalırken de ileriyi geleceği düşünmek işe yarar araç ve gereçler, yerinde işe yarar çareler ve projeler düşünceler üretmemiz gerçek bir vatanseverlik görevimiz olmalıdır.

Bu kadar kinaye sonrasına yukarıdaki başlığa göre ülke ve dünya gündemine kendi adıma örnek bir bakış getirmek istiyorum. Evet, Kendi dünyamızda kendi sonumuzu yine biz insanlar getireceğiz. Daha güzel olsun diye güzelleştirmeye çalıştığımız ve gelişim diyerek yıkım ile dibini kazıdığımız bu güzel dünyamızı yine biz insanlar mahvedeceğiz. Mahvettik desek doğruda, bu yaşadığımız dünya denen tek yaşamsal gezegen daha da çok gelişecek geliştikçe daha da çok yok edecek kirletecek var olan tohumun kökünü yani dünyanın var oluş tohumunu son nefesine kadar biz insanlar kurutacağız. Hani diyorlar ya bir gün dünyanın sonu kıyamet gelecek diye, evet bu kıyameti kendimiz biz insanlar hazırlayıp bir gün o kıyameti kendimiz hazır edecek ve kendi kıyametimizde kendimizi biz insanlar yok edeceğiz. Sevginin yerini kin ve nefret alırken maneviyatın yerini maddelerin doldurduğu hastalıklı bir dünyada bizlerde her geçen gün daha da hasta hale geliyoruz. Son günlerde gördüğümüz 2020’ nin 01’nci ayın 1’i sanki birileri düğmeye bastı ve bu hastalıktan bir tanesi yine bu senaryoya konu olarak dünyamıza meydan okumaya başladı. Sakın bu durumu ne yaratana nede kadere vs ye yüklemeyelim. Kendi adıma bu durumun yalnızca çıkarları için bazı güç odaklarının ortaya koyduğunu düşünüyorum ve ne yazık ki bu durumun doğal olduğuna inanmıyorum. Bu olumsuz hastalıklı ortam, salgın ya da virüs ne dersek diyelim bizim ülkemiz insanlarımızın yada iyi kalpli insanların, benim yada ben gibilerin suçu değil. Bu nefretin ve kinin aç gözlülüğün bir tanesi diyebilirim. Eskilerde de bu tür hastalıkların birçoğunun aynı nefret ve kinden aç gözlülükten zenginliğin sonsuzluğunu arayan hayvanlardan daha aşağılıkların var ettiği bir kötü örneklerden biri diyebiliriz. Bir yaşam saflık ve temizlik içinde kolay kolay yok olamaz. Ne zamanki aç gözlülük başladığında olmadık hastalıklar ve olmadık yaşam kirliliği ortaya çıkabiliyor. Bu yaşam kirliliğinin en sonuncusu bu değil daha birçokları var olacak ve daha kötüleri bizleri bekliyor diyebiliriz. Şöyle bir kısa yazı yazmıştım (BAZEN YAŞAMAK SİZİN ELLERİNİZDE OLMUYOR, BAZENDE GERÇEKTE YALNIZCA SİZİN ELLERİNİZDE OLUYOR. Lütfen yaşamınıza sahip olun çok ucuza satılabiliyor. Hiç yok yere bir hikâye uydurulup KULLANILIP ATILABİLİYOR. Yaşamak önce ALLAH, ın sonra sizlerin ellerinizde. Sizin yazdığınız ve sizin oynadığınız senaryonuzda sizlerin başrolünüzün yaşamak şeklinde yalnızca sizin elinizde KARANLIKTA KALMAYIN. Demiştim şöyle devam eden bir kısa yazı ile içimden geçenleri ortaya koymuştum. (İNSANLARI YALNIZCA BEDENSEL HASTALIK ÖLDÜRMÜYOR. PSİKOLOJİK VE KORKU KÜLTÜRÜ İLE KİTLELERİ YÖNETENLERİN AMAÇLARI ÖLDÜRÜYOR. PEKİ, ASIL AMAÇ NEDİR? YALNIZCA GEÇİCİ SÜRE İÇİNDE GÜNDEM DEĞİŞTİRMEK MAZLUMU OYNAYARAK DEVAMINDA BAŞARI VE SAHTE KAHRAMANLIK TÜRETEREK KENDİ GÜÇLERİNİ TOPLUM ÜZERİNDE HÜKÜM İLE VAR ETMEK. Demem şuki, verdiğim felsefi örnek bir yana, lütfen ama lütfen hastalık oluşmadan hastalığa psikolojik ve fizyolojik güç ile karşı koyarak tüm hastalıklardan kurtulabileceğimiz gerçeğini unutmamalıyız. Şahsi olarak bedensel gücün psikolojik güç ile her türlü hastalıklardan kurtulacağımıza inanıyorum. Ve hiç bir hastalığın insanları korku ile yönetmesine müsaade etmememiz gerektiğine inanıyorum. Bu anlatımlarda Çoğu hastalığın kitlesel bir siyasi ve ticari bir kaygı ile ortaya koyulduğuna inanıyorum.  

İNSANLARI YALNIZCA BEDENSEL HASTALIK ÖLDÜRMÜYOR. PSİKOLOJİK VE KORKU KÜLTÜRÜ İLE KİTLELERİ YÖNETEN ZİHNİYETLERİN YÖNETİMİ ÖLDÜRÜYOR.

LÜTFEN PSİKOLOJİK VE FİZYOLOJİK OLARAK GÜÇLÜ OLALIM VE YAŞAM OLARAK TOPYEKÜN TEMİZ KALMANIN ÇARESİNİ ARAYALIM. BİR HASTALIK İLE TEMİZ KALMANIN YETERLİ OLMAYACAĞINA İNANARAK TEMİZLİĞİN YAŞAMSAL BİR DEĞER OLMASI GEREKTİĞİNE SONSUZ İNANÇ DUYUYORUM.

Alın size geçmiş bir örnek (  https://www.cnnturk.com/2006/turkiye/01/16/kus.gribinden.olenlerin.sayisi.4e.cikti/151921.0/index.html ) söyler misiniz bu hastalık nasıl yok oldu. Ya da vardı da mı yok oldu? Aslında yoktu da birileri tarafından üretildi. Ya da kimin eli değdi de yok oldu. Demem şu ki buda geçecek ve unutulacak yerine yenileri gelecek. SONUÇ fizyolojik ve psikolojik olarak güçlü olalım vesselam.

SONUÇ OLARAK, Şöyle bir geçmişe bakıp bugüne ve yârine bakmak gerekir diye düşünüyorum. Yukarıdaki başlığı şöyle atmıştım.  NELER OLUYOR? Bir gündem oluştu birileri farklı bir senaryo yazdı, bizler ise yalnızca figüran olarak yaşamaya çalışıyoruz ne yazık ki elimizden hiçbir şey gelmiyor. Evet, yalnızca kendimizi ailemizi devletimizi milletimizi kısa ve net ülke olarak top yekûn kendimize yetmek zorundayız. Ne bir devlet nede hiçbir gücün sizleri korumadığı koruyamadığı zamanlar olur ya, evet tamda bu gücün ortaya koyulacağı zamandayız diyebilirim. Yalnızca aile denilen en büyük gücün bizlerin olduğu gerçeği ile ailemize sarılarak kendi gücümüzü ortaya koyacağımız bir zamandayız diyerek önümüze bakmanın nasıl olacağını anlatmak istiyorum. Bugün tam 90 gün geçti ve ne bir tedavi şekli nede bir çare bulunmadığı söylenilerek yalnızca bu hastalığı bedenen test etmek için evlerimizde bir hasta olarak belirsiz bir süre içerisinde ya hasta olup acile ya da iyi olup evinde kalmamız gerekliliği söyleniliyor. Ben mi çok cahilim ya da uzayı keşfeden altını üstüne getiren insanoğlu bu basit virüse çare bulamadığını bugün dile getirebiliyor bizde inanıyoruz. En acısı da benim ülkemde de aynı yoksunluk görüntüsü devam ediyor ve dış ülkelerden aşı vs çare beklenerek neredeyse yeterli bir şeylerin yapılamadığını görerek üzüntü duyuyorum. (Şu sözü hiç ama hiç unutmuyorum, hayatta hiçbir şey kesin değildir, her şeye, her olaya her tür olumlu yada olumsuz olacaklara hazırlıklı olmalıyız. Bu olaylarda tamda hazırlıksız bir zamanda karşımıza çıkmış olsa da samimi söylemeliyim ki kendi adıma yârin karşımıza ne çıksa artık ben bu olacaklara hep hazırlıklı olarak yaşamayı bir düstur edindiğimi belirtmeliyim. Son olarak kendi ülkeme ve yöneticilerime kinayem şu olacaktır. Gelin bir ( reset, atalım, yani yenilenelim ) budan sonra öyle çalışalım öyle şeyler üretelim ki dünyaya bizler meydan okuyalım. Kimseye muhtaç olmayalım. Olsak ta karşılıklı geçmişte olduğu gibi ( trampa deyiş tokuş ) zorda kalırsak bunu yapsak ta çoğu ihtiyacımızı kendimiz üretelim. Her şeyi en iyi şekilde eyitip yetiştirelim. Sporda da sağlıkta da eğitimde de her kolda öncü insanlar bizler olalım. Lütfen Gelin bir hep beraber bizler evlerimizden başlayarak tembelliğe, atalete, her türlü olumsuz durumumuza bir ( reset, atalım, yep yeni bir gelecek için acilen yenilenelim ) Bu olumsuz günler geçecek ve ülkemiz olarak inşallah daha da güçlü olacağımız bir zamanı yüce ALLAH tan en içten duygularımla tüm ülkem ve milletim adına sevdiklerim ailem ayırmadan herkes adına samimiyetle temenni ediyorum.

( saygılarımla Ünal duran ) Not: bütün yazılarıma yorum ve önerilerde bulanabilirsiniz. Bu öneriler beni daha özverili bir şekilde yazmamı sağlayacağını umuyorum. Mail bölümünden önerilerinizi bekliyorum.