01-09-2015 : HAŞA, KENDİNİ TANRI GİBİ GÖREN BÜYÜKLÜK HASTALIĞI.

   

 

HAŞA, KENDİNİ TANRI GİBİ GÖREN BÜYÜKLÜK HASTALIĞINA YAKALANAN İNSANLAR VAR.

 

>> Haşa diyerek yüce ALLAH ile tanrı kelimesini karıştırmayalım diyerek yazıma başlamak isterim. tanrılık putperestlik zamanında yaygınlaşmış ve hala günümüze kadar gelmiş ve inanç getiren kesimlerin olduğunu bir çok insan bilmektedir. bizlerde Müslüman toplumunun ise bir tane ALLAH ı var, isimlerinde ise tanrı kelimesi yoktur. Tanrı kelimesi ta eski çağlarda güç tanrısı, güzellik tanrısı, adalet tanrısı aklınıza ne gelirse var, çok uzun olduğundan burada paylaşmaya gerek yoktur.

Gelelim bu kendini tanrı misali gören ülkemizdeki gerçekliklere, her kesimden ama her kesimden bu tür kendini tanrı gibi gören büyük olmak yüce olmak hastalığına yakalanmış insanlardan örnek görebiliriz. ben bu tür örnekleri sıradan bir vatandaş olarak her bir yaşam örneğimde görmüşümdür. ilk örneğimi 11 yaşımda çalışıp gördüğüm patron tanrısı, sonra ise büyüdükçe zenginlik tanrıları, yavaş yavaş doktor tanrısı, savcı hakim tanrısı, bürokrasi tanrıları, hatta kamu görevinde çalışıp bir makam verilmiş kendini tanrı misali gören örnekler uzayıp gidiyor, ve en sonunda ise siyasetçi idareci bürokrat tanrıları. kendilerini o kadar büyük ve yüce görüp bu hastalığın pençesine kaptırmış tanrı gibi davranan kimseyi beğenmeyen yok sayan insanları hakaret olmaz ise tanrıcık rolüne bürünmüş insancıkları da her yerde görmemiz mümkün olabiliyor. ( tırnak içinde yunan mitolojisine dönmüyorum lakin bu trajikomik konuyu ele alırken sıradan bir insanın gözüyle ne yazık ki böyle göründüğünü ve bir çok insan gibi insan olup saygıyla yaşadığımız ve örnek aldığımız insanları bu benzetmenin dışında tuttuğumu da açık olarak belirtmeliyim. )

Bu örnekleri sunarken emin olabilirsiniz çok değerlendirip çok okuyup not alıp bu satırlara konu ettiğimi kesinlikle vurgulamak istiyorum. kişiliği oturmadan bir insana makam ve mevki verirseniz, torpille parayla bir yere getirirseniz sonuçta bu tanrı edasıyla bizleri ezen topluluğun esiri olmaya devam edebiliriz. be bir ideoloji nede sağ, sol, yada o felsefeci, bu bilmem kimden esinlenmek değil yalnızca gözlemci olarak gördüklerimi dile getirmeye çalışıyorum. emin olunabilir ki bu yazıyı bir kalem yazar tanrısı olarak kendini gören biri yazsaydı bende çok ünlü olabilirdim. bu latifede hayatım boyunca ne ünlü olayım nede çok zengin olup değişeyim diye bir tasam yada kaygım olmadığını belirtmeliyim. ayrıca ünlü olup insanca yaşayan etrafına değer aşılayan sıradan bir yaşam sürüp mutlu yaşayan çok önemli değerler olduğunu da hatırlatmak isterim.

>> konuyu çok farklı bir yere çekip bu tanrı örneğindeki insanlara bağlantı kurmak istiyorum. sıradan insan olmayı beceremeden bu tür kılığa bürünmenin zavallılığını şöyle açıklamak istiyorum. bizler gibi yaşayan sıradan insanlar insan olmayı sokakta yürürken, bir bakkala girip alışveriş yaparken, spor yapmaya çalışarak yada avm olsun, market olsun, herhangi bir yerde özgürce yaşamanın mutluluğunu en iyi bu tür değişime uğramışların hala anlamadığını çok iyi anlayabiliyorum. sıradan insan olamayınca ilk işi depresyon sonrası psikolojik destek, anti depresan ilaçlar alarak sıradan bir insan olarak yaşaması gerekliliğini anladığında ise çoktan normal olmadığını anlamış oluyor.

Bu örneğin umarım kendini sıradan olmadan yüce olmaya çalışarak gerçek bir insan olunamayacağının kesinlikle bir kanıtıdır. Her bir sıradan insan gibi yaşayan insanların, bu örneği her yerde bu tür insancıklarda gözlemlediğini ise kendimden çok iyi biliyorum. daha öncede yazmıştım bir ülke varmış o ülkede ünlü olmak çok ayıplanıyor ve utanılacak bir şey olduğunu bir yerde okumuştum.

>> sonuç olarak kendini bu konuya yerleştirdiğim sıradanlığın ve saflığın timsali olarak gördüğüm kendim gibi örnek insanlara saygımı ve sevgimi anlatmam zor, tek diyeceğim sıradan olarak yaşamanın onurunu bu tür kendini üst sınıf yada tanrı gibi gören insancıklardan daha onurlu olduğunu vurgulamak istiyorum.

son zamanlarda da gördüğümüz toplumsal sorunlarımızda bu hasta ruhlu insanların bizleri yönetirken bizleri kullandığını çok iyi anlayabiliyoruz. demagoji uzmanı bu tür insanlar bizleri yalnız oy almak için kullanmaya çalışırken, fakir ve sıradan onurlu şerefli insanlarımızın ölmesine neden olmaktadır. siyasi kaygıları bir yana ekonomik çıkarları için bizleri yok sayıp HAŞA, kendini tanrı gibi görenlerin olduğunu en kısa zamanda bu büyüklük hastalığından kurtulmalarını en etkin şekilde öneriyorum. yüce ALLAH ın büyüklüğünü görmek küçülmek ve ona kendini saf ve temiz şekilde teslim etmek olmalıdır. yoksa kendini ilah gibi görmenin tanrı misali gibi davranmanın kendilerine yıkım getireceğini ve putlaşıp taş misali yok olabileceklerini de hatırlatmak istiyorum.

Herkesin hepimizin eşit olduğunu vurgulayarak her zaman dediğim gibi, bana düşün yalnızca ses olabilmek birlikte ve beraber olabilmek. yoksa kimsenin kimseden üstün bir yanı olmadığını her insanın içinde bir değer olduğunu her zaman dile getiriyorum.

Yüce ALLAH herkesi olduğunca değerli yaşamasını nasip etsin, halkını kendi gibi görüp ayrım yapmadan birlik ve beraberlik içerisinde  yaşamasını da nasip etsin. Ne deniliyordu  fazlada büyüklenmeye tanrı rolü üstlenmeye gerek yok, Çünkü senden büyük tek yaratıcı ALLAH var.

( saygılarımla Ünal duran ) Not: bütün yazılarıma yorum ve önerilerde bulanabilirsiniz. Bu öneriler beni daha özverili bir şekilde yazmamı sağlayacağını umuyorum. Mail bölümünden önerilerinizi bekliyorum.