01-04-2015 : NEDEN MİLLETVEKİLLİĞİ Neden siyaset deneyimi.

 

NEDEN MİLLETVEKİLLİĞİ Neden siyaset deneyimi.

 >> Neden milletvekili olmak istediğimi hiç merak ettiniz mi ? Hayattaki her yeminimi tuttuğumu, ve bir çok yeminimden en önemlisinin, hiç bir partiye üye olmadığımı, hiç bir derneğe, lokale, yada bir düşünce grubuna üye olmadığımın yeminimin nedeni açıklamak istiyorum. Bu milletvekilliği yolunda ki en önemli düşüncemin ise ilk ve son defa bir deneme olacağını, ve bu deneme sonunda ise hayatımın sonuna kadar bu yeminimi tutacağımı açıklamak istiyorum.

>> Soru çok basit neden milletvekilliği? iki şekilde açıklasam daha iyi olacak, biri benim hayalim olan toplumsal bakıştan çıkan eziklikten doğan istek, bu isteğin tüm duyarlı insanlar gibi vatanını, milletini, bayrağını, devletini, önemseyerek seven sayan sahiplenen biri olmamdan kaynaklandığını söyleyebilirim. Bu birine en önemli açıklamam şu olacaktır. nedendir herkes hak arıyor ne yazık ki bulamadığını söylemektedir. bu durumda ise ayrışmalar başlamaktadır herkes bir parti kurup daha çok adalet ve özgürlük vereceğini savunsa da, asıl önemli olanın ikiye ayrılan biri çıkar hizmeti, biri ise yazdığım değerlerden çıkan hizmet aşkı diyebilirim. hiç gören var mı? hizmet deyip de çıkarına dönmeyen en önemli değerlerimize zarar vermeden hizmet edenler. evet vardır ve var diyebilirim lakin çoğunluk şu ikinci açıklamaya uyuyor, ben görmedim fakir olup da yada normal durumu olup da milletvekili olabilmesi ne kadar kolaydır ki hayır ne yazık ki çok zor. kolayı diyeyim mi? baban zengin olacak, biriyle çıkar ilişkin olacak, yada birilerinin sana manevi borcu olacak ki  çok kolay bir yerlere gelebilesin, milletvekili olabilesin.

>> Ülkemizdeki siyasi seçmenlerin henüz çokta bilinçle oy verdiklerini düşünmüyorum. verse de azınlıkla olduğunu düşünüyorum. bende aynı durumdaydım hep bir ismin altına evet bastığımı samimi olarak belirtmek isterim. Her bir çoğunluk çok samimi ve dürüst olarak oy vermektedir asıl gerçeklikleri bilemeden oyu bir yerlere gitmektedir. bu kadar haksızlığı görüp de insan olarak bende bir şeyler yapayım demeden de durulmayacağını gördüm ki  verdiğim ( bir ) örneğine uyacağımı bilerek millet vekili olmak istemişimdir. o parti bu parti demiyorum yanlışları da ortaya koyarak uzatmak istemiyorum, geldiğimiz 2015 yılında gerek teknolojik, gerekse gelişen dünya gerçeklerine bakınca herkes bilinçleniyor ve bende bu bilinçle bu yolda olmak istediğimi vurgulamak istiyorum.

>> zenginin daha zengin olmasının haksızlık, fakirinde haklarının aranması için, bilinçli olamayan sıradan halk kesiminin haklarını aramak fırsatı bulamadan ezildiğini gördükçe yaşadıklarımın, ve gördüklerimin, bana verdiği tecrübe ve eğitim ile bu yaşam değerlerini, bu insani değerlere katkı yapmak adına bu yolda olmak istediğimi de kesin bir dille vurgulamak istiyorum.

>> Gelelim parti seçimime yada hangi yola kiminle gidileceği seçimi, emin olunabilir ki ben bir Osmanlı torunu olarak her ne yaşadıysalar, yaşattıysalar, onların iyi yada kötü torunlarıyız. her zamanda gurur duyuyorum Osmanlı torunu olmaktan.  ve tabi ki bir Osmanlı askeri, Mustafa KEMAL ATATÜRK. kim benim liderim dese de o T.C nin bir lideridir Osmanlının bizim askerimiz ve ülkemizin her bir bireyinin ortak değeri ve en önemli liderlerinden biridir. bu güne geldiğimizde bakıyorum gözlemliyorum ve şu gerçekle birini seçmem gerekiyor. kendime en yakın gördüğüm şu anki cumhurbaşkanımızı örnek gördüğümü dürüstçe belirtmek istiyorum. kimin hatası yok ki herkes gibi iyi yada hatalı yanları olsa da şu an ise en önemli değer olarak gördüğümü ve onun kurduğu partiden deneyeceğim ide belirtmek

istiyorum. görmem gerekiyor, yaşamam gerekiyor, eğer gördüklerim bu değerli insanın yolunun da doğru olmadığını görür isem yeminle hiç bir partinin de daha doğru olduğunu düşünmediğimi belirtmek isterim.

rahmetli Turgut Özal çok iyiydi lakin hataları da vardı denilir. evet hatasız kul olmaz ve hatalı kusurlu bakılırsa da ne örnek alınabilir, nede bir yol bulunup oradan içeri girilebilir. haklıyı haksızı görüp biraz olsun faydam olması için duyarlı bir vatandaş olarak tepki göstereceğimi de belirtmek istiyorum.

>> Yazmaya çalıştığım kitabımdan daha henüz ailemin dahi okumadığı sıradan her insanın merak ettiği lakin bir çok insanın cesaret edemediği gerçeklikle okuyacaksınız. Bir çok üst düzey iş adamlarının, avukatların, doktorların, akademisyen yada, profesörlerin açıklıkla dile getiremediği beklentilerini bizlere açıklıkla gösterememişken, benim ise yazdığım düşüncelerimi toplumun her kesiminin bilmeye hakkı olduğunu belirtmiş olacağım. Açıklıkla okuyup beni daha yakından tanıyacaksınız ve hangi parti olursa olsun doğruları savunuyorsa arkasında olduğumu daha net anlayacaksınız.

>> Ta eskilere gidelim 1970 yılında Ankara ya geldiğimizde Ulubey mahallesinde ev bulamayınca Laz Tahir denilirdi en eski evini kiraladığımızı hatırlarım, her gece en az 10, 15 farenin evde gezdiği bir yıkık dökük ev, evde denilirse şu sıralar kömürlüklerimizde bile fare ve böcek olmazken o zamanlardaki yokluğun ne anlama geldiğini anlatmak adına yazıyorum. babam hala yaşıyor annemde aynen, yüce Allah ım uzun ve sağlıklı ömür versin dersem hayırla yad etmiş olurum. evet bu gün o güne gitmemize neden olmuşsa, hatırlamak adına insanlık adına örnek vermem için o günü yazıyorum. ( yazımın arasına giriyorum. neden siyaset ve neden vekillik neden ( AK PARTİ )sıradan bir insan olarak yazdığım bu kitabıma değer olsun diye yazdığım bu hatıraların yalnız bana özel olmadığını çok iyi biliyorum. her yerde bulunan bu örnekleri ajitasyon adına yazmıyorum ama ne yazık ki doğru ve canlı şahitler ile örnekliyorum. 1970 ve 1975 arası bu yokluğun bizlere yaşattığı travmaları hala hatırlıyorum. bu yıllara kolay gelinmediğinin kanıtıdır bu hatıralar. ayağımızdaki olmayan ayakkabılar,, ayakkabımı dedim ben yoksa lastikten bir kokarca parça sı mı desem, evet bu yokluğun ne olduğunu anlamak adına 6 yaşıma girdiğimi ve bu mahalledeki son durak Ulubey merkezindeki çeşmeye gidip su aldığımızı hatırlıyorum. ne evde doğru dürüst su nede kimsede olmayan para pul vs, babam ise Almanya hikayesi ile meşgul ne evde nede başka şekilde hatırlamam mümkün değil, yok ki yılda bir gelir yada inşaat vs ile meşgulmüş diye hatırlarım. kısaca hayvan sevgimi o günlerde ortaya çıkarsaymışım, çok iyi bir fare çiftliğim olabilirmiş ne yazık ki o günlerde iyi bir avcı olmuşuz diyebilirim. ne bir ev yoksunluğu, nede su yada yiyecek, ayakkabı, elbise yoksunluğu bu günlerdeki travmaları unutturamaz ve ölene dekte unutmayacağım.

>> Tekrar hikayemden çıkıyorum ve günümüze geliyorum yıl 2015 ve 2001 senesinde yoktan var olmasını sağladığımız ticari başarılarımızın yok olduğu yıldır 2001 senesi. 1971 ile 2001 arasındaki 30 yıldaki hangi bir senemiz mutlu yada umutluydu ki ? siyaset değil gerçek tir rahmetli Turgut Özal ın ülkemize kattığı değerler. ne unuturuz nede hainlik yaparız, Allah adına biraz olsun ülkemizin rahatladığı dönemdi o dönem. evet saf ve temiz bir şekilde çalışırken asıl ülke sorunlarını o gün değil bu gün anlamak mümkün olabiliyor. o kadar yokluktan çıkmaya çalışmak bir yana o zamanlardaki ülkeyi yönetenlerin vatanımızı bölmeye parçalamaya çalışanların kimler olduğunu herkes çok iyi bilmektedir. ne benim nede kimsenin kolay kolay yüzünün gülmediği bir dönemden 2002 yılına girdiğimiz aydınlık dönemin farklı bir dönem olduğunu düşünüyorum ve bu gün itibariyle ise hayal kırıklığına uğramayı da düşünmüyorum. Geçmiş dönemi unutmak mümkün değildi ve unutmayacağım. o şiddet dolu yokluk dolu, bukalemun misali siyaset anlayışı dönemine dönmek zavallı bir hale dönmek gibi bir şey diyebilirim. 2001 yılında herkes gibi bizlerde yeniden umutlandık diyebiliriz. herkesi birileri olmadık oyunlarla dalavere ile döviz, yada başka ticari oyunlarla yok etmiş gibiydi. ve bu karanlık dönemi aydınlatan dönemdir Turgut Özal, ın dönemi. Gerek Türk vatandaşı olmak artısı üzerine artı değeri katan ışıktır o sarı renkli ampul işareti, ve isminin anlamı gibi bir değerdir ak, ak, süt gibi önemli bir benzerlik ak, anlamı ve ismindeki asil şekil ve duruşu. çok teşekkür etmek lazım bu partiyi bu ülkeye kazandırıp yenilik getiren yöneticilere ve en önemli değerin şu an başımızda cumhurbaşkanı olarak bulunan sn Recep Tayyip Erdoğan, a teşekkür etmek emin olalım çok azdır. bu güne geliyorum onca yaşamsal değerlerimi yetişmişliğimi, ve o kötü tecrübelerden aldığım dersleri bu değerlere katmak için Ak parti, ve bu değerli hizmetleri bu ülkeye kazandırmış değerli insanlara yardım etmek, yanlarında olup, sıradan halk kesimine birazda bende hizmet edeyim demek için milletvekilliği diye net bir şekilde yazımı

sonlandırmak istiyorum. ve günümüze geldiğimizde ise altta kısa kısa bu günkü düşüncelerimi net bir dille parça parça toplayarak yazılarımda nedenlerimi ve fikirlerimi alt satırlarda paylaşmak istiyorum.

>> TOPLUMUN SIRADAN BİR İNSANI OLARAK, MİLLETİN İÇİNDEN SIRADAN BİR MİLLETVEKİLİ ADAY ADAYI OLARAK SUSMAYI HİÇ SEVMİYORUM,

>> Boş oturmayı da, hele boş konuşmayı? bir şeyler yapıyormuş gibi davranıp, hiç bir şey yapmamayı beceremiyorum. Belki de bu yola çıkmamın ana nedeni de bu diye yorumlayabilirim. millet olmanın zor olduğu gibi, milletvekilliğin inde zor olduğunu söyleyebiliriz. asıl zorluğun millet ve vekilinin birliğinin önemini de çok iyi anlayabiliyorum. yola çıktığım ( AK PARTİ ) saflarından da bu düşüncelerimi değer olarak görüp değerlendireceklerini umuyorum. CUMHURBAŞKANIMIZIN bu ülkede verdiği çalışmaların ne kadar önemli olduğunu gören ve bu değerli çalışmalara daha da artı değerler katmak adına çalışacağımı da belirtmeliyim. Bir çok kesimin partimize olan olumsuz tavrına şu cevabı vererek bu güne geldiğimi belirtmek istiyorum. yaşamsal başarı kim olursa olsun doğruları savunanları savunmaktan geçtiğini de her zaman savunmaya devam edeceğimi belirtmekten hiç çekinmedim sonuna kadarda çekinmeyeceğim.

>> Benim ettiğim yemin gibi nasıl ki bu seçim ilk ve son olacaksa, bu seçimler sonrasında da aynı değerleri savunmaya devam edeceğimi belirtmeliyim. Bir şeyleri savunmak için platformun içinde olmanın gereksizliğini de tırnak içinde vurgulamak istiyorum. yani 12 yıldır partime oy verirken halkın içinde olmamın değerini de eminim ki birileri görecektir diye umut ediyorum. Dediğim gibi susmayı hiç sevmiyorum. Mademki meclisi umut ediyoruz, konuşarak ama fikir üreterek, oturmadan ama çalışarak üreterek bir yerlere gelineceğini de hep vurguluyorum. Bizleri tanımak için sıradan gözlerle bakmak yerine kitabın kalınlığına bakıp içini açmak gerektiğini de bazı kişi yada kişilere de hatırlatmak istiyorum. partime ve yetkili organlara verdiğim cv yani özgeçmişimin yanı sıra bir çok fikir ve proje teslim ettiğim ide belirtmek isterim. En ufak bir satırı en ufak bir fikir yada düşüncenin asıl sahibi olarak yola çıktığımı da belirtmeliyim. Bazı küçük beyinlerin eksik olarak gördüğü 4 parmağın önemsizliğini de hatırlatmak istiyorum. ( Özür kafada başlar kafada biter. Asıl olan düşüncedir, düşünceyi değer bilen ise gerçek değerdir derken fikirlerin üstünlüğüne önem arz ettiğimi bir çok insan anlamıştır. Hala açık öğretimde okuduğumu ve lise öğrenim ininde az bir eğitim olmadığını da hatırlatmak istiyorum. öğle ki olmadık numaralarla diploma sahibi olanları her günde duymaktayız eskidende bizzat gözlemlediğim ide bazı yazılarımda belirtmiştim.

>> Eğitimin halk içinde toplumun emekçi kesiminde öğrenildiğini de bütün dünya kabul etmişken, başarı ve çalışmanın ana temelinin toplumun ta içerisinden geldiğini ise her bir platformda savunmaya devam edeceğim. son olarak değeri bedenler belirlemez, kafadaki beyin, duygudaki öz zeka belirler demek istiyorum. ( AK PARTİ ) de ise bu farklı bakış açısını görerek bu görevi en iyi şekilde yerine getireceğimi belirtmek istiyorum. yüce Allah ın bana güç verdiği sürede meclise gideyim gitmeyeyim aynı değerler ile yaşamaya devam edeceğim ide herkes bilsin istiyorum. Evet, ilk ve son olarak 07-04-2015 tarihi itibariyle görev bekliyorum olsun yada olmasın gerçek fikir ve düşüncelerimi açıkça yazmaya çalıştım ve bu açıklığımı hayatım boyunca devam ettireceğim.

>> NEREDE NE KONUŞULUR, NASIL KONUŞULUR, KİME NASIL DAVRANIŞ SERGİLENİR, KİM DEĞERLİ KİM DEĞERSİZ, SORUMLULUK NEDİR ÇOK İYİ BİLDİĞİMİ VE UYGULADIĞI BENİ TANIYAN HERKES BİLMEKTEDİR. TAMDA BURADA BAZI KESİMLEREDE ŞUNU HATIRLATAYIM. HİÇ BİR KİTAP OKUNMADAN DEĞERİ ANLAŞILAMAZ. ( ve hiç bir kitabın kapağına bakarak rengine bakarak değerlendiremeyiz, kıymette veremeyiz diye de dikkat çekmek istiyorum.

>> SAYGI VE SEVGİLERİM birlik ve beraberlik içerisinde hiç kimseyi yok saymadan, kendini olmadık değerde görmeyenlere, SAYGI VE SEVGİLERİM insanı olduğu gibi kabul edip sevip sayanlara, SAYGI VE SEVGİLERİM doğayı, hayvanı sevenlere, saygılarım ve sevgilerim çıkarsız olarak insanı insan olarak kabul edip vatanını, milletini, bayrağını sayıp ve sevenlere. www.unalduran.com/yazilar

 

 

( saygılarımla Ünal duran ) Not: bütün yazılarıma yorum ve önerilerde bulanabilirsiniz. Bu öneriler beni daha özverili bir şekilde yazmamı sağlayacağını umuyorum. Mail bölümünden önerilerinizi bekliyorum.