01.05.2019 : SPORA VE FUTBOLA SON BİR BAKIŞ.

SPORA VE FUTBOLA SON BİR BAKIŞ: Futbol camiasına gireli kısa bir zaman olsa da, etrafıma baktığımda neredeyse herkes herkesi kötülüyor. Hiçbir antrenör diğerini sevmiyor sevse de çıkarı için işine geldiği için sever görünüyor. Bir antrenör iyi bir hoca ise, çokta başarılı ise, neden olurda etrafına buğz eder? Neden sırf kendini eskiden yaptıklarını öve öve bitiremez anlayamıyorum. Kısaca ülkemiz gerçeği geçmişte yapılan az bir şeyler olsa bile, geleceğe bir değer katmadan sanki bir şeyler yapmışçasına bu güne hiçbir şey katamadan kibir ve gururu öne alarak, acı ama gerçek ülke sporuna ve futboluna hiçbir değerde kattıklarını ne yazık ki düşünmüyorum. İyiler yok mu? tabi ki çok var ve saygımızı da hak etmektedirler. Benim sözüm ülkemize hiçbir katma değer üretemeyen yalnızca kendi varlıklarını ortaya katarak değerli olduklarını zanneden kişiliklere olduğunu önemle vurgulamak istiyorum.  Peki, neden bu tür spor adamları çalışanın üretenin önüne set koyarlar? Neden bir şey yapmazlar yapana da değer göstermezler. Evet, bu güne döndüğümüzde ve bir başka konuyu ele aldığımızda Çoğu spor adamı ya da antrenörler başarısızlıklarını yetersiz imkânsızlıklarla, ülkemiz gençlerine ve çocuklarımıza yükleyerek kendi hatalarını karşıya yıkıyor ve kendileri ise ne yazık ki yetiştirmek fikir üretmek bir yana, boşu boşuna konuşarak kibirli bir tavırlarla yalnızca suçlayarak boşu boşuna başarı hikâyeleri ile avunmaktadırlar. Ne yazık ki bu yetersiz ve trajikomik sonuç çoğunlukla ortaya çıkmakta, devamında ise egolar ile dolu öğreticiler ve biri birinden eksik ve çok farklı eğitim görmüş farklı farklı eğitimsiz ve yetersiz öğreticiler çocuklarımızı ve gençlerimizi yetiştirmeye çalışmaktadırlar. Açıkçası ne yaparlarsa yapsınlar aldıkları eğitimler sonucu olsun, kültürel ve sosyal olarak yetersizlikler olsun ellerinden geleni yapsalar da sonuç çokta başarılı görülmemektedir.

Dünya spor ve futbol arenasına baktığımızda ise, kendini yetiştiren hocalar ve antrenörler hiç durmadan çalışırken, ülkemizde çoklarının beden ve kafalarında ne kadar bilgi var ise, geliştirmeden aynı eğitim ve öğretim metodu ile bırakın hareketleri tam anlamıyla göstermeyi yalnızca konuşarak tarif ederek ülkemize fayda sağladıklarını düşünmektedirler. Yukarıda da örnek vererek yazdığım gibi, Kısa ve net olarak çocuklarımıza sahte ego yükleyerek basit başarı hikâyeleri ile asıl kişilik gelişimlerine ne yazık ki zarar vermektedirler. Basit bir hatalı hareket, basit bir gol sevincini hatalı ve bencil olarak dahi atılsa hatalar ortaya koyulmadan basit ve sanal başarı övgüleri çocuklarımıza ve gençlerimize ilerisi için zarar vermektedir.

Hani suçlamak ağır denilirse de, peki suçlu kim dersek çözüm mü üretmiş oluyoruz? Evet, öğreticilere her zaman yalvaran biri olarak ne olur bizleri daha iyi yetiştirin, hatta bizleri yetiştirecek kişileri de iyi yetiştirin ki, bizleri iyi yetiştirsinler sonrasında da sporcularımızı yetiştirecek bizlere daha iyi eğitim versinler ki, bizlerde evlatlarımıza daha artı değerler katmış olalım diye serzenişte bulunuyorum. Sonuç ta ise bizler de alacağımız daha kaliteli eğitimle daha iyi eğitim vermiş oluruz demekten kendimi alamıyorum. PEKİ, DOĞRU SONUÇ!  Sen ne kadar kendini iyi yetiştirirsen o kadar kaliteli eğitim verirsin, sen ne kadar başarılı olmaya çalışırsan o kadar başarılısın sonucu çıkarak, daha başarılı olacağımız umudunu taşıyorum.

BAŞARILI ÇALIŞMAYA BİR ÖRNEK VERİRSEK, asıl başarı için çok çalışılması üretilmesi gerekirken, çok az hata yapması gereken bir sporcuyu, psikolojik olarak olumlu empoze etmek yerine, oldun işte bu kadarda yeterlidir dendiğinde, basit başarılar yeterli seviyeymiş gibi görünecek, asıl gerçek başarı için çalışılmayacak asıl ve gerçek başarı ötelenerek yakalaması güç bir durumu ortaya çıkmış olacaktır. En yalın hali ile çok ama çok basit başarılara ego yüklenerek madalya ve kupa vererek gerçek başılar ise ulaşılamayacak bir hayal olarak en üst seviyede kalmış olacaktır. Oysa eğitimin bir başarı anahtarı olduğunu ama başarının kendisi olmadığını, başarıya giden bir yol olduğunu anladığımızda ise gerçek başarıları daha iyi anlamış olacağımızı düşünüyorum. 100 mt koşuyu 15 saniyede 18 saniyede koşan bir sporcuya bravo iyi koştun, nede olsa herkes aynısını koşabiliyor demek sahte ve sanal değildir de nedir? Daha iyisini aramak gerçek başarı iken, herkesin aynı koşu zamanını neden başarıymış gibi algılıyoruz anlamış değilim. Son olarak çoğu olumsuzlukları eleştirsem de, başarılı olmak çalışmayı daha ileriyi hedeflemekle alkışlanmalı, gelecekler şişirilmeden doğruları göstermeli, gerçek başarılar için çalışılmalıdır diye düşünüyorum. Daha sporun ve futbolun profesyonel olarak başında olsam da, 45 yıllık tecrübemi ve üzerinde çalıştığım projelerimi ülkem adına evlatlarımıza ve gençlerimize empoze etmeyi onlara bir değer katmayı iple çektiğimi dile getirmek istiyorum. Bu yazıyı yazmamın gerçek sebeplerini yazmaya çalışsam emin olun sayfalar yetmeyecektir. Eğitimin ve öğretimin sonsuz olduğunu bilerek bu yaşımda dahi eğitim akarak iki tff lisansı aldığımı bunların yolun başı olduğunu varsayarak neler öğrendim ise üstüne katarak durmadan öğrenmeye çalışacağımı, öğrendiklerimin üstüne katarak yeni yeni gerçek başarılar için çalışacağımı yinelemek istiyorum. Ve spor adamları iyilerinizi örnek alarak, bu olumsuz örneklerle sizleri tenzih ederek, diğer antrenörler spor ve futbol adamlarının bazıları lütfen kendinizi daha iyi yetiştirin. Lütfen sporcularımızın ve futbolcu adaylarımızın etrafında sigara ve alkol içmeyin, lütfen evlatlarımıza kötü örnek olmayın, lütfen küfür ve hakaret etmeyin. Kibri ve gururu bırakın, her zaman gerçek başarı için çalışın. Hepinize gerçek başarılar dileyerek, tüm spor ve futbol kamuoyuna, tüm ülkem insanlarına gençlerimize ve evlatlarımıza sevgi ve saygılar sunuyorum.

( saygılarımla Ünal duran ) Not: bütün yazılarıma yorum ve önerilerde bulanabilirsiniz. Bu öneriler beni daha özverili bir şekilde yazmamı sağlayacağını umuyorum. Mail bölümünden önerilerinizi bekliyorum.